-Transistörler-
Transistörler günümüz teknolojisinin gelişiminde büyük rol oynayan elektronik elemanlardır. Yarıiletken teknolojisine dayalı tüm elemanlarda transistör yapısı esas alınmaktadır. Günümüzde geliştirilen en hızlı mikroişlemcilerin bile kaç milyon transistörden oluştuğu belirtilerek tanımlanmasına zaman zaman ihtiyaç duyulmaktadır.
En basit haliyle P ve N tipi maddeler
PNP veya NPN sırasıyla birleştirilerek bir transistör oluşturulabilir.
Bu durum Resim-1'de görülmektedir. Burada PNP sırasıyla
yanyana getirilen yarıiletken maddelerin oluşturduğu PNP tipi
transistörün iç yapısı çizilmiştir. Bir transistör üç uçlu
bir elemandır ve bu uçlar emiter, beyz ve kollektör olarak
adlandırılır. İlk anda transistöre hiç bit gerilim
uygulanmadığını düşünelim. Bu durumda P maddeleri oyuk bakımından,
N maddesi de serbest elektron bakımından zengindir. N
maddesindeki serbest elektronların bir kısmı iki yanında
bulunan P maddelerinin birleşme yüzeylerinde oyukları
doldurarak nötr(yüksüz) hale gelirler. Böylece birleşme yüzeyinde
ne serbest elektron ne de oyuk kalır. Sonuç olarak diyot yapısında
olduğu gibi P ve N maddelerinin birleşme yüzeylerinde gerilim
setti oluşmuş olur. Bu durum da Resim-1'de gösterilmiştir. Bu
gerilim setleri N maddesindeki yani beyz bölgesindeki
elektronların P maddelerine yani emiter ve kollektör bölgelerine
geçmelerini ve aynı zamanda emiter ve kollektör bölgelerindeki
oyukların da beyz bölgesine geçmelerini engeller. Bundan dolayı
da transistörler de ilk anda diyotlar gibi yalıtkan durumdadırlar.
Transistörü iletime geçirmek için doğru
polarmalandırmak gerekmektedir. Bu duruma ilişkin çizimi de
Resim-2'de görebilirsiniz. Resim-2'deki duruma göre önce S1
anahtarının kapatıldığı düşünülürse Vcc bataryasının
- kutbu kollektör bölgesindeki + yüklü hareketli oyukları çekerek
A1 yönünde bir elektriksel etki yaratır. Bu etki ile aynı
zamanda kollektör bölgesindeki gerilim setti de daha da
kuvvetlenir. Böylece uygulanan bu polarma ile transistörün yalıtkan
durumunu korumaya devam ettiğini görmüş oluyoruz. Transistörü
iletime sokabilmek için ise beyz bölgesine polarma uygulamak
yani transistörü tetiklemek gerekecektir. Bunu da S2 anahtarını
kapatarak yapabiliriz. S2 anahtarını kapattığımızda Vbb
bataryasının - kutbu beyz bölgesindeki elektronları emiter
tarafına doğru iter, + kutbu da emiter bölgesindeki oyukları
da beyz bölgesine doğru iter. Böylece emiter tarafındaki
gerilim setti yıkılır ve
A2 yönünde
bir elektriksel etki oluşur. Bu olayların gerçekleştiği
esnada aynı zamanda kapalı durumda olan S1 anahtarından dolayı
kollektöre bağlı olan Vcc'nin - kutbu emiterden beyz'e geçmekte
olan oyukların büyük bir kısmını çeker. Bunun nedeni beyz
tabakasının çok ince olması ve Vcc bataryasının şiddetinin
Vbb'den daha büyük olmasıdır. Bu akım sayesinde kollektör bölgesindeki
gerilim setti de yıkılmış olur. Tüm bu olaylar sonucunda her
iki gerilim settinin de yıkılması ile transistör iletime geçmiş
olmaktadır.Sonuç olarak transistör doğru polarmalandırıldığında
iletime geçmektedir ve bu olay beyz bölgesine uygulanan sinyal
ile sağlanmaktadır. Bu durum transistörün anahtar olarak
kullanılmasının örneklenmesidir aynı zamanda da.
Buraya kadar
bir transistörün genel olarak yapısı üzerinde durduk. Şimdi
de transistör elemanının kullanımı ile ilgili bazı bilgiler
üzerinde duralım. Transistör yapısal olarak bipolar olarak
adlandırılan tiptedir. Aynı zamanda FET ve Mosfet yapısında
olan transistörler de bulunmaktadır.Transistörün sembolü ve
ayak bağlantısı Resim-3'te görülmektedir. Şekilden de görüldüğü
gibi transistörün tipini sembolünde yer alan okun yönü
belirlemektedir. Okun yönü içeriye doğru olduğunda PNP, okun
yönü dışarıya doğru olduğunda ise NPN tipi transistör
olduğu anlaşılmalıdır. Bir transistör genel olarak
anahtarlama elemanı yada akım yükseltici olarak görev
yapmaktadır. Transistörün anahtarlama elemanı olarak kullanılmasını
sağlayan mantığı az önce yapısını anlatırken de açıkladım.
Bunu eleman sembolleri ile yani devre olarak da Resim-4'teki gibi
gösterebiliriz. Bu devre transistör polarma devresi yada
biasing devresi olarak adlandırılır.
Transistörün
akım yükseltici olarak çalıştırılmasında beyz'e uygulanan
küçük sinyal kollektörden yükseltilmiş olarak elde edilir.
Bunu sağlayan etkiye de HFE yada transistörün "beta"sı
denir ve Ic/Ib'ye eşittir. Buna ait prensip devre şeması da
Resim-5'te görülmektedir.Tüm elektronik elemanlarda olduğu
gibi transistörlerde de istenmeyen sızıntı akımları oluşur.
Bunlar emiter birleşimi sızıntı akımı (Iebo) ve kollektör
birleşimi sızıntı akımı (Icbo) olarak adlandırılırlar.
Transistörler
için kollektör karakteristik eğrileri çıkartılır ve bunlar
transistörün akım-gerilim özelliklerini açıklamada kullanılırlar.
Çeşitli kataloglarda yer alan bu eğrilere örnek olarak Resim-6'daki
şekil gösterilebilir.
Transistörler
ile ilgili genel olarak ifade edebileceklerimiz bunlardan oluşuyor.
Son olarak söylemek gerekirse bir devrede kullanmak istediğimiz
transistörü seçerken katalog bilgileri önemli bir yer oluşturmaktadır.
Bu yüzden elektronik elemanları seçerken mutlaka kataloglardan
ve buradaki bilgilerden yararlanılır. Kataloglarda yer alan ve
transistörün değişik özelliklerini açıklayan bu bilgilere
parametre denir. İşte bir transistör seçerken dikkat etmemiz
gereken parametreler genel olarak şöyle sayılabilir :
- PN birleşimi voltaj oranları
- Termal direnç
- Taşıyabileceği akım değerleri ve boyutları
- Sızıntı akımları (Icbo ve Iebo)
- Frekans responsu ve anahtarlama zamanları
- Akım kazancı (HFE )
- Parametrelerin ısıya göre değişimi
Daha Fazla Bilgi icin| mahirtonga@yahoo.com